Kılcal damar şikâyeti en çok hassas cilt yapısına sahip kişilerde görülmektedir.
Yoğun güneş hasarı, Gül hastalığı, alkol ve kortizon kullanımı, cilde uygun olmayan asit ve peelingler, bazı metabolik ve romatizmal hastalıklar ciltte kılcal damar ve kırmızı yüz görüntüsüne sebep olabilir. Kılcal damar çatlamaları burun ameliyatlarından sonra da görülebilir. Bazen altta yatan hiçbir sebep olmadan ailesel olarak kılcal damar çatlamalarına yatkınlık da hastalarda sıklıkla gördüğümüz bir durumdur.
Kılcal damarlar ve kırmızı yüz; yatıştırıcı medikal kremler ile kontrol altına alınabilir ancak yok edilemez. Bu durumun tedavisinde en etkili yöntem lazer ve ışık tedavileridir. Bu amaçla en çok Ndyag lazer, KTP, PDL(pulse Dye Lazer) ve lazer sistemi olmayan IPL (yogun atım ışık) kullanılmaktadır.
Bu uygulamalar kesinlikle uzman doktor tarafından yapılmalıdır doğru tedavi için öncelikle doğru tanı konulması gerektiği unutulmamalıdır. Lazer yoğun fakat hassas bir ışın çakması oluşturarak, çevre dokuya zarar vermeden; örümcek ağı şeklini almış damarları hedef alır. Tedaviden sonra damarlar yavaşça ve kendiliğinden kaybolur. Lazer tedavisinin yan etkileri genellikle geçici ödem, kızarıklık veya ciltte morarmaya benzeyen mor lekelerin oluşmasıdır. Bunlar bir veya iki gün içerisinde kaybolur. Damar lazer tedavileri genellikle dört veya sekiz haftalık aralarla uygulanır. Birden fazla tedavi seansı gerekebilir. Kılcal damarın kalınlığı, yerleşim yeri ve oluş nedenine göre tedavi seansları değişecektir.
Kılcal damar çatlamalarına bağlı kızarıklık atakları stres, aşırı egzersiz, fazla çay kahve, çikolata, acılı ve baharatlı gıda tüketimi, sıcak soğuk ani değişimlere maruz kalınması ile artar. Tedavide önce bu arttırıcı nedenlerden uzaklaştırılması ve düzenli güneş koruyucu krem kullanımı çok önemlidir.